Ali Rıza Efendi Kültür Evi

Ali Rıza Efendi Kültür Evi

Yayla Mahallesi’nin, kentsel sit alanı olarak koruma altına alınmasının ardından gerekli restorasyon çalışmaları başlatılmıştır.

Mahalledeki tarihi, mimari ve geleneksel dokusu son dönemlerde Kırklareli’ni ziyaret ettiği bir nokta haline gelmiştir.

Elbetteki buna mahalleye kazandırılmış olan etnografya müzesi tadındaki kültür evlerinin katkısı oldukça büyük ölçüdedir.

Bu evlerden ön plana çıkan çok kültürlü yapısıyla Ali Rıza Efendi Kültür Evi olup, üç Balkan ülkesinin katkılarıyla sergilenen eşyalar yer almaktadır.

Evin içerisinde; Bulgaristan, Yunanistan, Karadağ ve Türk odaları bulunmaktadır. Yayla Mahallesi’nde yer alan Ali Rıza Kültür Evi, 1800’lü yıllardan kalmış olup harabe haldeyken onarım çalışmaları ile yenilenmiştir.

Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi’ye ithaf edilen bu kültür evi içerisinde bölgede yaşamış olan halklar ve kültleri sergilenmekte.

Bu kültür evine neredeyse balkona kadar uzanan büyükçe bir ahşap kapıdan giriliyor olup, kapıdan içeri girdiğinizde sağ tarafınızdaki Yunanistan ve Karadağ odalarını görecek sol tarafınızda ise Bulgaristan odasını göreceksiniz.

Ali Rıza Efendi Kültür Evi

Ziyaretçilerin giriş yaptığı holün karşı duvarında bulunan konağın en eski parçası olan konsol yer alıyor. Öyle ki konsol terzi Abdullah efendinin 1930 senesinde konağı almasından bile öncedir.

Konağın eski sahibi Rum doktor 1922 senesinde buradan giderken ağır olduğu için taşıyamadığı konsolu bırakmıştır.

Daha sonra konakta yaşayan kimseler ise giriş holünde konsol olarak kullanılmaya devam etmişlerdir ve böylelikle günümüze dek ulaşmıştır.

Gerekli onarımların yapılmasının ardından Kırklareli Belediye Başkanı’nın hediye etmiş olduğu takı ve süs eşyalarından oluşan tarihi objelerin sergilendiği yer olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Konsolun yanındaki üst kat merdivenlerine çıkan kapıda konağın son sahibi olan Abdullah Kılıç’ın 1930 yılında merdiven başında çektirmiş olduğu fotoğraf bulunuyor.

Bulgaristan Odası

Girişin solunda bulunan Bulgaristan odası etnografik eserlerin sergilenmesi üzerine düzenlenmiştir.

İçerisinde; yeme içme geleneğine, farklı statüdeki ve cinsiyetteki kişilere ait giyim tarzı örneklerine, kırsal yaşama ait betimlemeler ile bunlar için bilgilendirme yazıları bulunuyor.

Duvarlara asılmış, kırsal yaşamdan çoban sürülerine ait kullanılan çan dizgisi ve en popüler parçalardan biri de tarihe ait süslemeleri ile dikkatleri çeken çeyiz sandığıdır.

Camla örtülü kutunun içerisinde ise, kadınların giydikleri birbirinden süslü alınlıklar, yüzükler, küpeler, çene altlıkları, gerdanlıklar, bilezikler gibi süslemeler sergileniyor.

Yunanistan Odası

Ana kapıdan girdikten sonra sağ tarafta yer alan odada, diğer odalara göre farklı olarak daha çok belge ve fotografik öğelerle bezenmiştir.

Bu oda yaratılırken Dedeağaç Müzesi’nden parçalar kullanılmıştır. Ön plana çıkan özelliği ise bizzat Kırklareli’nde yaşamış kişilere ait olmasıdır.

Balkan Savaşları’nın hemen sonrasında 1914 senesinde yapılan nüfus sayımının ardından yaklaşık 9 bin Rum’un bölgede yaşadığı tespit edilmiştir.

Rum nüfusunun ileri gelen kişilerinin ticari, kültürel ve sosyal yaşamlarına ait belgeler sergilenmektedir. Bu meslek gruplarının içinde doktorlar, eczacılar, esnaf ve avukatlar yer alıyor.

O kadar çok fotoğraf var ki o zamanların sosyal ve kültürel yapısı hakkında çok önemli ipuçları veriyor.

Karadağ Odası

Yunanistan odasının hemen yanındaki Karadağ Odası içerisinde görülmeye değer nitelikteki parçalar, Karadağ’dan ve İstanbul’daki göçmen dernekleri tarafından Ali Rıza Efendi Kültür Evi’ne bağışlanmışlardır.

Balkan kültürünün harmanlanmış olduğu kırsal yaşamdan tutun, mutfak araç gereçlerinden, müzik aletlerine ve giyim tarzına kadar ve kuşkusuz en güzel köşesi olan Karadağ’dan bazı şehirlere ait fotoğrafları görebilirsiniz.

Kök boyalarıyla yapılmış olan yerel kadın ve erkek giyimlerinin ve 1930 yıllarına ait dokuma kilimlerinin yer aldığı köşe göz oldukça hitap etmektedir.

Balkan kültürüne ait olan müzik enstrümanı “gusli” çalgısı dikkat çekicidir.

Türk Odaları

Merdivenlerden çıktıktan sonra ulaştığınız katta iki tane Türk odası sergisine ulaşılıyor. İlk oda mutfak sergilemesi iken, ikincisi ise bir özel koleksiyon olan Fatma Efe Odası sergilemesidir.

Mutfak Odası; mankenler ile canlandırmalar yapılarak hazırlanan oda Kırklareli mutfağı olarak düzenlenmiştir.

Odanın içerisi eski mutfak gereçleri ile zenginleştirilmiştir. Mankenler ile bir yer sofrasının betimlendiği odada eski bir Kırklareli mutfağı betimlenmiş, oda .

Yemek pişirmeye ve yemeye yarayan kap kacak, siniler, gübü denilen tokmaklı yayıklar, yer sofraları, duvarda ahşap bir tabaklık ile oturmak için el dokumalarından sedir ve yastık örnekleri gibi parçalar görülebilir.

Fatma Efe Odası;

mutfak odasından açılan kapı ile geçiş yapılıyor olup, Lüleburgaz’ın Ertuğrul Köyü’nde yaşamakta olan Fatma Efe yöre kültürü için özel bir kişidir.

Geleceğe aktarılması açısından etnografik ve tarihi örnekleri senelerce kendi köy evinde ve bahçesinde sergilemiştir.

Ancak muhafaza etmesi zorlaşınca bu eşyaların bir bölümü köyde yapılan Kültür Evi’ne bir kısmını da Ali Rıza Efendi Kültür Evi’nde düzenlenen bu odaya gönderilmiştir.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 1 YORUM
BİR YORUM YAZ